27 Şubat 2011 Pazar

BİR DİYALOGUN KARŞILIKSIZ AŞKI

—Aptal olma dünya dönüyor işte. Sen dursan da olduğun yerde, ölsen de yatağında…

—Bir gece bulsan cesedimi beraber uyuduğumuz o yatakta, bir daha uyuyabilir miydin orda?

—Saçma sapan sorularına başladın gene.

—Sadece bir soruydu bu cevapla hadi.

—Sen ölürsen yeniler için yer açılacak o yatakta.

—Tanrım bu kadar korkunç bir cevap beklemiyordum.

—Tanrı mı? Tanrıyı ağzına almayı kes.

—Sadece bir an için ağzıma öyle geldi. Tanrım dedim diye neden öfkendin anlamıyorum.

—Tanrıyı sevmediğimi bilmiyorsun. Bu hırkayı neden giydiğini de anlamadım. Sana yakışmadığını söylemiştim.

—Nesi var ben beğeniyorum.

—Sana yakışan bir şey giydiğinde söylüyorum. Bu yakışmamış. Tenine hiç uymuyor, giyme bir daha bunu.

—Ben ölürsem yeniler için yer mi açılacak o yatakta?

—Evet evet.

—Neden bu kadar acımasız olduğunu anlayamıyorum.

—Soruna cevap verdim. Her şeyi abartmandan nefret ediyorum. İşim var, yazı yazacağım, yalnız bırak beni.

—Ama ben kötü bir şey söylemek istemedim ki. Seni üzdüm mü? Özür dilerim.

—Özür dileme benden.

—Özür dilerim. Seni seviyorum.

—Ne kadar iğrençsin. Ne kadar bayağı bir davranış bu... Kavganın ortasındayken nasıl böyle bir şey söyleyebilirsin.

—"Seni seviyorum" demenin neresi iğrenç? En baştan beri bunu söylemek istiyordum.

—O zaman en başta söyleseydin.

—Öfkeliydin ve ben vakit bulamadım bunu söylemek için.

—Bir şey söyleyeceğim deyip söyleyebilirdin.

—Bir şey söyleyebilir miyim?

—Kes artık. İşim var yazı yazacağım. Git başımdan.

—Neden diye sormak manasız anlıyorum. Eskiden beni şımartırken, bir bebek gibi severken bir anda yerden yere vurmanın açıklaması ne olabilir ki? Başka bir kadın... Özgürsün tamamen. Sevgili olmadık ki zaten biz hiç. Askıda duran yelekler gibiyiz. Güvelendik anlaşılan. Öfkene nedenler bulmaktan sıkıldım. Öfkene karşılık susmaktan bıktım. Acımasız sözlerin keserken etimi hiç canım acımamış gibi davranmaktan bıktım.
Yanından gittikten sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaktan bıktım. Güçlü değilim ben. Sana göre değilim belki de. Ama yanında durmayı seviyorum. Hiç konuşmadan öylece... Sen bir şeyler yazarken, çalışırken aynı karede senle olmayı seviyordum. Artık bunu sevmiyorum.
İçimden geçecek ve o eski haline kavuşacak diyorum. Sonra seni haklı çıkaracak bahaneler buluyorum. Söylediğin güzel şeyleri düşünüp kendimi avutuyorum.
Olmayacak anladım. Hoşça kal. Bu sana son hoş çakalımdı sevgilim.

—Anlasana kadın korkuyorum. Yalnızlığımı, karasızlığımı ve hayatımın hareketliliğini bozmandan korkuyorum. Bu benim evet gelip giden bir ruh halim var. Seviştiğim kadınların adını hatırlamıyorum çoğu kez. Yanımda durdukça sen ne kadar günahkâr olduğumu hatırlıyorum ben. Öfkemi hırçınlığımı ve bu kaosu terk edemem. İkimiz için bir iyilik yap ve git.

Özlem ÖZBEK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder